a

Lorem ipsum dolor amet, modus intellegebat duo dolorum graecis

Follow Us
  /  Genel   /  Emzirmeye dair hiç öğretilmeyenler

Emzirmeye dair hiç öğretilmeyenler

Ülkemizde hamilelik ve doğum süreci aslında yurtdışında ki süreçlerle kıyaslandığında birçok alanda avantajlıdır. Hamilelik boyunca takip kesinlikle daha detaylıdır mesela. Ülkemizde hastaneler ve hastane içi verilen hizmetler ise 5 yıldızlı otel kıvamında.

Peki, ya hastaneden çıkınca? İşte bu noktada ciddi farklar var. Örneğin İngiltere’de, doğumdan sonraki ilk ay, haftada 1 ev ziyareti yapar hemşireler ve ebeler. Bu hizmeti de devlet ücretsiz sağlar. Bebeğin yaşadığı ortam denetlenirken, annenin sormak istediği tüm sorular yanıtlanır ve (yine ücretsiz olarak) ihtiyaç halinde profesyonel destek alması için yol gösterilir. Umarım ülkemizde de benzer hizmetler verilmeye başlar.

GÜNCELLEME: Ben bu makaleyi ilk yazdığımda böyle bir temennide bulunmuştum. Danyel dünyaya geldikten sonra Aile Sağlığı merkezinde bizimle ilgilenen doktor ve hemşire ev ziyaretine geldiler. Bizim ülkemizde de yakın takipler başladı. Doğum sonrası ev ziyaretleri ve desteği henüz eksik ama o da zamanla başlayacaktır diye umuyorum.

Baby Touch, Uyku & Rutin ve Beslenme seminerlerine katılan danışanlarımdan gelen sorular ile, emzirmeye dair bilinmeyen alanları gözlemleme fırsatım oldu. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Unutmayın, aslında en doğal olan emzirmektir ama bazen beklendiği ya da sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Farklı sebeplerle anne emziremiyorsa (süt henüz gelmemiştir, bebek memeyi kavrayamamıştır, çoğul gebelik söz konusu ve süt yetersizdir vs.) bu onu KÖTÜ, YETERSİZ bir anne yapmaz. Eskiden, anne emziremediği zaman “süt anne” bulunurdu, artık formül süt var. Ama emzirememe sıkıntısı geçmişte de vardı…Yeni bir konsept değil yani.

Araştırmalar, bebeklere sığır, kuzu ve keçi sütünün bu gördüğünüz fotoğraftaki “biberonlarla” verildiğini gösteriyor.

Bebekleri o dönemde biberonlarla gömerlermiş ve bu biberonlar sırlanmadığı için süt kalıntıları içine işlemesiyle bugün ne tür süt içirdikleri saptanabiliyor.

Özellikle de belirtmek isterim ki anneler bu dönemde bebeklernin laktoz intolerant olduğunu öğrendiklerinde çok üzülüyorlar. Araştırmalar Molitik insanların (MÖ 10,000) da laktoz intolerant olduğunu gösteriyor. Neyse, tekrar konumuza dönelilm…

Yurtdışında emzirmeyi teşvik etmek için annelere hediye çekleri verildiğini biliyor musunuz? Neden bu aralar formül süt bu kadar kötüleniyor ve emzirme bir anda tekrar değer kazandı? Bunun sebebi her zaman her şeyde olduğu gibi kapitalist rejimdir.

Formül süt icat edildiğinde ciddi pazarlama kampanyaları yapıldı – “emzirdiğinizde ne kadar vitamin alıyor, ne kadar besleniyor göremezsiniz – formül süt ile her şey belli” ya da “göğüs estetiği açısından formül sütü tercih edin” gibi bilgilerle, gelişmiş ülkelerde emzirme neredeyse sona erdi.

Bu ülkelerde hastanelerde ücretsiz sağlık hizmeti verilmekte. Formül süte geçince firmalar zengin olurken, daha sık hastaneye gidildiği gözlemlenmiş ve sağlık yatırımlarında artış gerekmiş – bu da devletin hiç hoşuna gitmemiş – bu yüzden devletler emzirmeyi teşvik edici, formül sütü ve emzirmeyen anneyi kınayıcı kampanyalar başlattı. Şimdi devletler ve formül süt üreticileri arasında bir savaş var.

Formül süt üreticileri gelişen teknolojiyle ürünlerinin kalitesini arttırdı ve artık eskisi gibi sadece formül süt alan bebekler hastalanmasa da devlet kampanyaları başladı bir kere…Anne sütü elbette zamanı geldiğinde azalır, bu seferde formül süt üreticileri “günde 500ml süt” kampanyası başlattı – bu da doğru değildir mesela. Katı gıdalara tamamen başlamış, yaşını doldurmuş bir bebek peynir, yoğurt, muhallebi gibi gıdalar alıyorsa zaten günlük kalsiyum ihtiyacının bir kısmını karşılıyordur, üstüne 200ml süt alırsa tamamını karşılıyordur…yani 500ml süt şart değildir.

Baby Touch olarak bu savaşta biz nerede yer alıyoruz? Biz tarafsız bölgeyiz. Emzirmeyi ve anne sütü tüketimini elbette destekliyoruz fakat süt yetersiz geldiğinde formül süt ile takviye öneriyoruz.

Lütfen tekrar etmeme izin verin, sebep ne olursa olsun, eğer bir anne emziremiyorsa bu anne KÖTÜ ve YETERSİZ bir anne değildir! Devlerin oyununa gelmeyin lütfen. Ne kendinizi hırpalayın ne de başkasının sizi hırpalamasına izin verin! Ancak siz mutlu olursanız, mutlu bir bebek yetiştirebilirsiniz.

  • Emzirmeyi ilk denemenizde başarılı olamadıysanız, lütfen hemen pes etmeyin. 9 hafta boyunca belirli aralıklarla denedikten sonra başaran danışanım bile oldu.
  • Yanlış kavrama sonucu meme ucunuz çatlar ve kanarsa diğer memenizi emzirin. Kanayan memedeki sütü sağıp dökün – bebeğinize içirmeyin. İyileşene kadar sağmaya devam edin ki, o meme süt üretmeye devam etsin.
  • 2 sene boyunca emzirmek şart değildir. İngiltere’de katı gıdalara başlayana kadar sadece emzirin, daha sonra, 2 yaşa kadar, sütünüz gelmeye devam ettiği müddetçe sağıp, alıştırma bardağı ile verin denilir.
  • Unutmayın, asıl zahmetli olan biberonla beslemektir. Hep hazırlıklı olmak, malzemeleri steril tutmak, ısıtmak vs. gerektirir. Emzirmek ise her an her yerde yapılabilir.
  • Bebeğiniz, emziriyorsanız ve bebeğiniz katı gıdalara başlamadan önce, işe dönmeyi düşünüyorsanız; Memeyi kavramayı, emmeyi öğrendiğinden emin olduktan sonra, lütfen gün içinde bir öğününü, yine kendi sütünüzle biberondan verin. Aksi halde biberonu reddetme olasılığı çok yüksektir.
  • Normal doğum ağırlığında ve zamanında doğan bebekler sadece ilk gün her istediğinde, 2. gün 2 saatte bir, 3. gün 2.5 saatte bir ve 1 haftalık olduktan sonra 3 saatte bir emzirilmeli/beslenmelidir. Daha büyük bebeklerde her istediği anda beslerseniz atıştırmacı bir bebeğe dönüşmesi olasıdır.

Daha detaylı bilgi almak isterseniz bizimle irtibata geçebilirsiniz.
Güncelleme Tarihi : 05 Temmuz 2020